Bugün Anneler günü.. yanında değilim… ne kadar üzgün ve ne kadar seni özlediğimi anlatamam Canım Annem. Nur içinde yat!
Fakat alttaki resimler hakkında çok ilginç ve gerçek yaşadığım bir anekdotumu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Günlerden Cuma ve çok güzel bir bahar havası var Hollandada. Tam olarak 19 Nisan 2013 Annemin Hollandada yaşadığı son gün.
Her sene Nisanda En güzel çiçeklerle süslenen “Corso”, biliyordum bu gün öğleyin sokaklarda pırıl pırıl baharı müjdeleyecekti. Bu vesileyle Anneme çok büyük bir süprizim vardı.. bu süslemelerin yapıldığı kapalı alana götürecektim… içeriye girdiğinde göz alabilecek kadar rengarenk süslenmiş çiçekler.. güller ve laleler… orkideler.. farklı farklı sumbullerin kokuları…vs vs.. hele hele o mor sumbul yokmu (Annemin en çok sevdiği).. buradan anlatması zor olacak, resimler durumu daha iyi yansıtacaktır.
Annem içeri girer girmez artık sanki Cennete girmiş gibi nereye bakacağını hangi çiçeklere dokunacağını, hangi sayısız sumbulu koklayacağını şaşırmıştı…. O mutlu oldukça Babam ve ben dahada mutlu oluyorduk. Dolayısıyla her saniye, her kare mükemmeldi.
Uçağın kalkmasına daha saatler varken, malesef burdan ayrılmak zorundaydık.
Sonra çok seveceğini bildiğim daha farklı çiçek tarlaları gibi mucize yerlere götürdüm… Doya doya keyifli ve aynı zaman çok anlamlı bir gün yaşadık.
Daha sonra sanki birdaha geri gelmeyeceğini hissedercesine çok duygusal bir şekilde Annemi ve Babamı Türkiyeye Uğurladım..
Çok zor bir dönem geçirdikten sonra 20 Aralık 2014 te Annemi Alzheimer hastalığına yenik düşerek kaybettik……..Allah Rahmet Eylesin!
..Günlerden Cumartesi 25 Nisan 2015, ve gene çok güzel bir İlkbahar havası var.
Oğlum Semihle Amsterdamda Nezih bir lokantada yemeğimizi yedik ve tam lokantanın karşısındaki Meevaart konser salonuna bir kalabalık gitmekte.. Bizde artık kimin konseri var ise diyerek salona doğru yol aldık. Meğer tam 15 dakika sonra çeşitli Ortadoğu ülkelerinden, sanatçı ve orkestralar sahne alacakmış, bunu görünce tabiki hemen bilet almak için sıraya girdik. Tam sıra bize gelince gişedeki bayan biletlerimizi bilgisayarda aniden oluşan arızdan dolayı kısa bir süre için veremeyeceğini söylemezmi.. Biz artık beklerken, baktikki iş uzayacak, kısmet değilmiş dedik ve salondan çıktık. Saat 19:00 ve yakında bulunan Sloterplas Golü kenarında biraz gezerek sohbet ettik. Sonra Havaalanına doğru yol almaya karar verdik.. Yoldaki yoğun kalabalık bizi otobandan Haarlem’e inmemize teşvik etti… derken orda bir bowling salonu var, bari oraya gidelim dedik. Araba içindeki sohbetimiz öyle hoştu ki.. ikimizinde haberi olmadan ırmağın ters tarafına sapmışız ve geç farkettiğimizden dolayı Bowling olayı da nasip olmadı.
Mademki böyle bu işte de vardır bir hayır dedik.. ırmak kenarındaki kıvrımlı yolu epeyce takip ettik ve Cruquis’e vardık. Ha dedim biraz ilerde çok meşhur bir uluslararası Hollandalı sihirbazın aynı şekilde sihirli evini oğluma göstermek istedim. Tam yaklaşmışken, ayrılmamız gereken yol trafiğe kapatılmış ve başka türlü de oraya varabilmemiz mümkün değildi artık.. Hayırdır Allahım dedik ve gene programımızı değiştirerek.. canımız bir kahve çekmiştiki anlatamam, tamda La Place’nin önünden geçiyoruz. Hemen U-dönüşü yaptık ve restoranın park alanına park ettik. Tam içeri gireceğiz ve bize mekanın kapanmasına sadece 5 dakika kaldığını söylediler ve bundan dolayı burasıda nasip olmayıverdi……..!!
Allah Allaaaaaah, nereye niyet etsek, kısmet olmuyor!
Biz artık şaşkınlıkla tekrar arabaya bindik ve yolumuza devam etmeye başladık.
Çok sürmedi ve yolumuz komple kapandı, hertaraf polis, ve büyük bir kalabalık var.. Hayırdır dedik.. yol kenarları hep araçlarla dolmuş ve tam kalabalığın yanında tam bize göre bir boş park yeri bizi bekliyormuş gibi gel buraya park et demezmi……
Arabadan indik… halen o an, orda neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz..
ve kalabalığın arasında tam ikimize göre on sırada yer açılır ve bakarızkı..
Biz unutmuştuk ama Annem bizi bir şekil buraya yönlendirdiğini hisseder ve 2015 Corso’sunun ilk süslenmiş arabası bizi karşılar.. sanki bizi beklermiş gibi tam o an büyük bir kamyonet kenarındaki büyük bir binlerce mor sumbullerle süslenmiş bir tablo önümüzde durur ve o güzel kokusunu saçar… ve beni derin gözyaşlarına boğan o mor sumbuller.. büsefer Annemin bana sunduğunu hissederim…………..
Saçları sumbul anam, yanağı gül anam
Uyan Anam bak gene sumbul vakti, gül vakti
Usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin
Ah ne kadarda güzelsin Anam
Uyan kurban olduğum uyan da bir bak..
Senin için güzel Annem, Keukenhof’u güzelce bir gezdim…