ŞİRİN NEVŞEHİR
Ana vatanımsın baba yurdumsun
Ozanlar diyarı şirin Nevşehir
Uzak kaldım gurbet elde derdimsin
Hasretin bağrımda derin Nevşehir
Kimi engin, kimi yüksek evleriyinen
Kimi zengin, kimi fakir beyleriyinen
Kazaların, nahiyelerin köyleriyinen
Gönlümün içinde yerin Nevşehir
Feleğin yazdığı kara yazıynan
Çok yürüdüm bağrımdaki siziynan
Kara kaslarıynan, kara gözüynen
Aşık etti beni birin Nevşehir
Garibim engince gönüller alan
Aşkı feryadıynan sazını çalan
Ozanlar içinde pirimiz olan
Refik Başarandır erin Nevşehir
NEVŞEHİR DEDİKLERİ
Nevşehir dedikleri de bir büyük şehir
İçerime attılar da bir avuç zehir
Hiç aman vermedi de Bursalı Tahir
Tepemde kurşunum da ağzımda kanım
Sebebim oldu da vicdansız hemşirem banım
Ortasar içinde bir büyük kale
Çok gafil bulundum ben düştüm ele
O vicdansız hemşirem düşürdü dile
Tepemde kurşunum da ağzımda kanım
Sebebim oldu da vicdansız hemşirem banım
Nevşehir’e de geldiğimi bildiler
Hükümete tezce haber verdiler
Beni öldürmeye karar verdiler
Tepemde kurşunum da ağzımda kanım
Sebebim oldu da vicdansız hemşirem hanım
Mustafa Mavus
AYSEMİN YEŞİL SANDIĞI (Türkünün hikayesi)
Ayşe, yeni evli güzel bir gelindir. Eşi, yaşlı babasını ve güzel
Ayşe’sini bırakıp askere gitmek zorunda kalır. Gelin ve kayınbaba
birbirlerine çok düşkündürler, bir gün kayınbaba sinirlenip Ayşe’ye
bir tokat atar, Ayşe beklemediği bu tokadı hazmedemez ve gidip
intihar eder. Kayınpeder de buna dayanamaz ve Ürgüp dağlarına düşer,
daha kötüsü de aklını yitirir. Bir rivayete göre o da daha sonra
olur.
AYSEMİN YEŞİL SANDIĞI
Aysemin yeşil sandığı
Daha elinin değdiği
Hiç aklımdan çıkmıyor
Kapılıp sele gittiği
Aman Aysem mor menekşem
Dağlar başı duman Aysem
İndim Ürgüp çöllerine
Geleceğim güman Aysem
Kara çadır eğmeyinen
Göğsü sedef düğmeyinen
İnsan kendin sele m’atar
Kayınbaba dövmeyinen
Kara çadırlar kuruldu
İçinde demler sürüldü
Ağlama sen gelin Aysem
Kayınpederin vuruldu
Refik Başaran